18.9 C
Karabük
11 Ekim Cuma 2024

Yalanı anlamanın 4 yolu!

Yalan, bin bir şekliyle yaşamımızda malum. Günlük hayatta ortalama her 10 dakikada bir 2-3 yalan söyleniyor. Peki neden bu kadar yalan söyler insan? Yalan söyleyen kişiyi yakalamanın hileleri nedir? İşin içinden çıkamayanlara dünyaca ünlü uzmanlardan yalanın ABC’si…

En yakın arkadaşınız saçlarını kestirmiş ve büyük bir hevesle size “Nasıl olmuş?” diye soruyor. Yeni imajı aslında ona hiç yakışmamış. Gözünüzü kaçırıyorsunuz, ne diyeceğinizi bilemiyorsunuz ama “Harika, bayıldım!” deyiveriyorsunuz.

Yalan hakkında araştırma üzerine araştırma yapılıyor, sürekli yeni teknikler geliştiriliyor. Yine de işin içinden çıkamıyoruz. Yüz kızarması, gergin bir gülüş, göz kaçırmak artık ezbere biliniyor. Ama bir araştırma, her 20 bin kişiden sadece 50’sinin yalanı yakalamak için doğru muhakeme yapabildiğini, bunun da en fazla yüzde 80 doğruluk payı olduğunu söylüyor. Yalan üzerine daha çok kafa yormaya ihtiyacımız var gibi görünüyor.

YETER Kİ SEN SEV BENİ, YETER Kİ İNAN BANA!

Nereden geliyor bu yalan söyleme tutkusu sahi? Uzmanlara göre kökenlerini bulmak için çocukluğumuza dek inmek şart. Harvard Üniversitesi mezunu, yalan uzmanı Pamela Meyer, bebeklikte ağlama numarasıyla yalanın tohumlarını attığımızı söylüyor. 1 yaşında saklamayı öğreniyor, 2 yaşında blöf yapmaya başlıyoruz. 5 yaşına gelince düpedüz yalan söylüyoruz. 9 yaşındaysa artık örtbas edilmesi gereken şeyleri saklayacak kapasitedeyiz!

Rousseau, “Çocukları yalan söylemeye iten, aslında itaat! Ürkek çocuk yetiştirmeyin” demişti. Bugün biliyoruz ki çocuklukta yalanın 2 temel sebebi var. Bunlar arkadaşların yanında zor duruma düşmekten endişelenmek ve ondan da mühimi anne sevgisini kaybetme korkusu…

HER ŞEY ‘BOŞLUKLAR’I DOLDURMAK İÇİN ASLINDA…

“Yalan Gözcülüğü” adlı kitabın yazarı Meyer, “Yalan söylemek nefes almak kadar eski bir eylem” diyor. TED konuşmasına “Bu odadaki kimseyi telaşlandırmak istemiyorum ama sağınızdaki kişi yalancı. Solunuzdaki kişi de yalancı. Şu an oturduğunuz koltuktaki kişi de bir yalancı” diyerek başlıyor. Ardından, kendisine ulaşmanın imkânsız olduğu dolandırıcı Henry Oberlander’ın hikâyesinden yola çıkarak neden bu denli çok yalan söylediğimizin altında yatan sebepleri açıklıyor. İngilizlerin tüm banka sistemini yerle bir edebileceğini söylediği dolandırıcı Henry Oberlander, verdiği tek röportajda şöyle konuşmuştu:

“Bakın, herkes size bir şey vermeye gönüllü. Aç oldukları her neyse onun için size bir şey vermeye hazırlar…” Uzman Meyer, “Eğer kandırılmak istemiyorsanız bilmeniz gereken, neye aç olduğunuz” diyor ve ekliyor: “Yalan söylemek, bu boşluğu doldurmak, kim ya da nasıl olmak istediğimiz hakkındaki dileklerimizi ve fantezilerimizle gerçek halimizi bağlamak için bir teşebbüs aslında. Boşlukları doldurmak için yalana başvurmamız kaçınılmaz.”

YALAN EN ÇOK NEREDE BARINIR?

Uzman Pamela Meyer bu soruya da yanıt veriyor.

Yabancılara daha çok yalan söylüyoruz. Yabancılar, birbirleriyle tanışmalarının ilk 10 dakikasında 3 kez yalan söylüyor.

Dışa dönük insanlar daha çok yalan söylüyor.

Erkekler kendileri hakkında, başkaları hakkında söylediklerinden daha fazla yalana başvuruyor. Kadınlarsa genelde başkalarını korumak için yalan söylüyor. Eşe yapılan her 10 konuşmadan 1’inde yalan söylersiniz.

PEKİ NASIL ANLAŞILIR?

‘Dürüstlük’ referansı

Psikolog Doktor Paul Seager’a göre yalanı yakalamada en güvenilir metot “dürüstlük” referansı… Bu, şu anlama geliyor: Yalanı yakalamak için önce kişinin dürüst olduğunda nasıl davrandığını tespit etmeniz gerek. Önce doğru cevap vereceği sıradan bir soru sormakla başlayıp o cevabı verirkenki tavrını referans alarak diğer sorulardaki davranışlarıyla kıyaslayın.

Pinokyo etkisi

Yalanı yakalamada beden dilinden medet uman çok. Ama pek çok kişi artık bu konuya aşina. Dolayısıyla yalana başvuran kişiler de bunu bilerek davranıyor. Üstelik evrensel bir beden dilinden de söz etmek mümkün değil. Ancak İspanya’daki Granada Üniversitesi Deneysel Psikoloji Bölümü’nden bilim insanlarının yaptığı bir araştırma, yalan söylendiğinde burun çevresi ve göz pınarında yer alan göz çukuru kasında ısı artışı meydana geldiğini tespit etmiş. Bu duruma “Pinokyo” etkisi’ deniyor ama yalanın izini sürmeye pek yetmiyor. Ancak karşınızdakinin burun çevresinde kızarıklık meydana gelirse, daha dikkatli olun!

Sahte yolcu kurdu: Zihinsel yüklenme

2012’deki Londra Olimpiyatları’nda güvenlik sistemleri üzerine çalışmış Sussex Üniversitesi’nden Thomas Ormerod, hile ve yalanı tespit etmenin yolunun kelimelerde saklı olduğunu savunanlardan. Ormerod, yöntemini özellikle havaalanı yolcuları üzerinde denedi ve yalanı yakalamada ne denli yararlı olduğunu gördü. Ormerod’un “zihinsel yüklenme” adını verdiği yöntemle sahte yolcuların yakalanmasında 20 kat avantaj sağlandı ve sahte pasaportlarla seyahat etmeye yeltenen “yalancı” yolcuların yüzde 70’i tespit edildi. Thomas Ormerod, “Küçük detayların peşinde olun, kafa karıştırıcı, ucu açık ve beklenmedik sorular sorun, baskıcı sorgulamadan kaçının sohbet eder gibi arkadaşça yaklaşın ve taktik değişimlerini izleyin” diyor. Çünkü kontrol yalan söyleyen kişideyse laf ebesi oluyor, kontrolü kaybettiğinde tempoyu düşürerek taktik değişimi yapıyor.

FBI ajanlarının hocasından, yalancıların 4 temel özelliği

FBI ajanları başta olmak üzere, doğruyu ortaya çıkarmak için soruşturmalarda uzman olmak isteyenlerin hocası California Üniversitesi’nden Profesör R. Edward Geiselman uyarıyor: “Bırakın konuşsunlar, sakın bölmeyin. Sessizlik daha çok konuşmalarına teşvik eder…” İşte Geiselman’a göre yalancıların 4 temel özelliği…

1- Soruyu cevaplamadan önce vakit kazanmak için sorunuzu tekrar ederler.

2- “İyi” yalancılar karşılarındakini de iyi okuyabilir. Reaksiyonunuzu görerek ilerlemek için kademeli yalan söylerler.

3- Senaryoyu yaratmak için yavaş konuşurlar. İnandığınıza ikna olduklarında konuşma bir anda hız kazanır.

4- Zor sorular, düşünme payı ister. Konsantre olmak için bir süre bir yere odaklanıp konuşmaya başlarlar.

RENGİ HER NEYSE… BEYAZ VEYA PEMBE YALAN İYİ OLABİLİR

Kimi uzmanlar bazı yalanların o kadar da kötü bir şey olmayabileceğini savunuyor. “Elbette elbise seni kilolu göstermemiş” gibi masum yalanlar, yapıcı bir etkiye sahip olabilir. İngiltere’deki Central Lancashire Üniversitesi psikologlarından Dr. Paul Seager “Toplumda sükûnetin devamlılığını sağlamak için beyaz yalan söylemeliyiz” diyor ve devam ediyor: “Mesela eşiniz eve geldi ve işiyle ilgili fikrinizi soruyor. İçinize sinmese de ona karşı yapıcı olun.”

YALAN MAKİNESİ ELE VERİYOR

Yalanı kısa yoldan yakalamak isteyenler, makineye başvuruyor. FBI ve CIA, aday memurlara bu testi uyguluyor. Milli İstihbarat Teşkilatı da yalan makinesinden faydalanıyor. MİT, martta istihbarat uzmanı adaylarını yalan makinesi testine sokmuş, teşkilata çeşitli amaçlarla sızmaya çalışan 476 kişiyi elemişti.

10 DAKİKADA 3 YALAN

Bir araştırmaya göre günlük bir konuşmada her 10 dakikada bir ortalama 2-3 yalan söyleniyor. Araştırma özellikle konu aşka geldiğinde yalan söyleme sıklığının arttığını gösteriyor. Çünkü aşk gibi ciddiye alınan ve endişe duyulan meselelerde insanlar yalana daha çok yelteniyor… Herhangi bir günde 10 ila 200 kez yalana maruz kalıyoruz. Kişi zamanla yalanına kendi kendini bile inandırabilecek kıvama gelebiliyor. Buna, yalan söyleme hastalığı “mitomani” deniliyor.

BUNLARA DİKKAT! UZMAN PAMELA MEYER’DAN HİLELER

Resmi dil: Yalancılar konuşma dili yerine resmi dile başvurur. Mesela “O kadın.” Eski ABD Başkanı Clinton: “O kadın, Bayan Lewinsky ile cinsel ilişki yaşamadım” diyerek yalan söylemişti. Ayrıca Bill Clinton, konuşması esnasında burnuna dokununca pek çok uzman yalan söylediği sonucuna varmıştı.

Aldatıcı tebessüm: Yalan söyleyen kişinin üst bedenini dondurduğunu ve gözünüze bakmadığını düşünürsünüz ama tam tersi, güveninizi kazanmak için gözünüze fazla bakar. Ayrıca samimiyet ve gülümsemelerin dürüstlük ve içtenlikten olduğu sanılır. Oysa bu aldatıcı tebessümdür ve yanaklarındaki kaslar bilinçli olarak kasılır. Gerçek gülümsemedeki gibi gözler ve göz kenarındaki kırışıklıklar gülümsemeye dahil değildir.

Ee başka başka: Yalancıdan hikâyesini anlatmasını isteyin, hikâyeyi her türlü saçma yerde gereğinden fazla detayla anlatacaktır.

Dil “Evet” der; beden reddeder: Kelimeler hep odak noktasındadır. “Evet” derken, kafanızı “Hayır” der gibi sallamak gibi. Evlilik dışı çocuk sahibi olması haberiyle Amerika’yı şok eden başkan adayı John Edwards, babalık testi hakkındaki konuşmasında da “Evet” derken, başını “Hayır” der gibi salladı.

  • Sema EREREN

Facebook Yorumları

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler