8.9 C
Karabük
3 Aralık Çarşamba 2025

Karabük’ün Hafızası Çürütülüyor Siliniyor

Karabük Üniversitesi kurulduğu günden bugüne üç rektör gördü:

  1. Prof. Dr. Burhanettin Uysal – Kurucu Rektör
  2. Prof. Dr. Refik Polat
  3. Prof. Dr. Fatih Kırışık – Halen görevde

Her biri dönem dönem eleştirildi, tartışıldı, sorgulandı.
Ben de hepsini yazdım, hepsini sorguladım.

Kurucu Rektör olan Burhanettin Uysal…
Evet, en çok eleştiren bendim.
Evet, ondan hesap sorduğum çok oldu.
Ama bir o kadar da samimiyetimiz, dostluğumuz vardı.
Pandemi döneminde hayatını kaybetti.
Rahmetle anıyorum.

Ama bugün mesele kişiler değil.
Mesele Karabük’ün ihmalle çürütülen hafızası.

Beyaz Apartmanlar ve SİT Alanı

Yenişehir, Türkiye’de örneği çok az bulunan bir endüstri yerleşkesi, modern Cumhuriyet mimarisinin en temiz uygulamalarından biriydi.
Konutlar sosyal statüye göre planlanmıştı:

  • Kübana Apartmanları → mühendisler ve üst düzey memurlar
  • Beyaz Apartmanlar → ustabaşılar, teknik kadrolar

Bu yapıların tamamı 1950–1960 modern konut tipolojisinin canlı belgeleriydi.
Bu nedenle Yenişehir SİT alanı ilan edilmişti.

Ama bu tarihi dokunun en kritik parçalarından biri olan Beyaz Apartmanlar, aylardır yöneticilerin umursamazlığının kurbanı.

64 Konut Boşaltıldı, Çürümeye Terk Edildi

Karabük Demir Çelik Fabrikalarının 1 TL karşılığı işçiye devredilmesiyle, Karabük Üniversitesi bu daireleri Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ÖİB protokolüyle devraldığı gün, aslında bir sözle devraldı:
Korumak, yaşatmak, geleceğe taşımak.
Ama ne oldu?

“Depreme dayanıklı değil” denilerek 64 daire apar topar boşaltıldı.
Aylar geçti, hâlâ:

  • Ne güçlendirme var,
  • Ne yıkım var,
  • Ne proje var,
  • Ne bir açıklama,
  • Ne bir takvim…

Sadece çürüme var.
Sadece virane var.
Sadece kaderine terk edilmiş bir tarih var.

Bugün o konutların hâli ortada:
Camı kırık pencereler, kapısı sökülmüş daireler, alkol şişeleri, örümcek ağları, karanlık odalar…
Uyuşturucu bağımlılarının sığınağına dönüşmüş bir SİT alanı.

Bu kareleri yıllardır çekiyorum.
Ve şimdi bir kez daha soruyorum:

Bir üniversite rektörlüğü, kendi elindeki tarihi mirası koruyamayacaksa, neyi koruyacak?

Evet, o fotoğraflar tam olarak bunun belgesi:

2. Rektör döneminde terk edilmiş dairelerin cam kenarında içki şişeleri…
Ayrıca Rektör Polat Beşbinevler’de bir gecede yıkılan Kadın Doğum Çocuk Hastanesi’ni Sosyal Bilimler Yüksek Okulu yapacağım diye devir almış başladığı inşaatı bitirememiş ve yıllarca o bina çürümüştü…
Heba olan yüz binlerce liranın hesabı sorulmadı!..
Hatta MİLYONLARCA LİRA diyebiliriz…
3. Rektör döneminde duvarlardan tavana kadar örümcek ağlarıyla kaplanmış karanlık odalar…

İkisinin ortak noktası:
İhmal.
Karabük’ün değerlerinin çürütülmesi karşısında süren bir sessizlik.

“Bu fotoğraflar da neyin nesi?” diyorsunuz ya…

Bakın yukarıdaki karelerde iki ayrı dönem görüyorsunuz:

Sol kare:

2. Rektör Refik Polat’ın bıraktığı enkaz.

Kırık camlar, içki şişeleri, çöplüğe dönmüş odalar…

Sağ kare:

3. Rektör Fatih Kırışık’ın bugün bıraktığı manzara.

Örümcek ağlarıyla kaplı tavanlar, karanlık bir virane, terk edilmişlik…

İkisinin ortak noktası ne biliyor musunuz?

Halkın parasıyla yapılmış konutların, kurumun malının, Karabük’ün mirasının heba edilmesi.

Yani “unutulan” sadece binalar değil…

Unutulan bu şehrin hafızası.

Unutulan bu insanların emeği.

Unutulan Karabük’ün Cumhuriyet mirası.

Bugün Beyaz Apartmanların çürümesine şaşırmamak lazım.

Çünkü Karabük Üniversitesi’nin tarihinde maalesef şu gerçek var:

Bir dönem başlıyor, rektör gidiyor; arkasında yarım işler, bakımsız yapılar, çökmüş konutlar kalıyor.

Ve şimdi bu döngüyü kırması gereken kişi kim?

Görevdeki rektör.

Ama o da tıpkı selefi gibi, elindeki değeri korumak yerine “boşalt – beklet – çürüt” politikasını izliyor.

Bu yüzden soruyorum:

Karabük Üniversitesi tarihinin en pahalı unutkanlığı Beyaz Apartmanlar mı olacak?

Yoksa bu şehir artık yöneticilerden hesap sormayı öğrenecek mi?

*

Üç Rektör Geçti, Aynı İhmal Kaldı

Yıllar geçiyor…
İsimler değişiyor…
Ama zihniyet değişmiyor.

  • Miras çürüyor,
  • Yapılar çöküyor,
  • SİT alanı yok oluyor,
  • Üniversite kazanacağına kaybediyor,
  • Şehir değerlerine sahip çıkamıyor.

Rektörlük koltuğu gelip geçicidir.
Ama tarihin, kültürün, hafızanın bedeli geri ödenemez.

Karabük’e yazık ediliyor.
Yenişehir’e yazık ediliyor.
Ustabaşıların, mühendislerin, emekçilerin hatırasına yazık ediliyor.

*

Karabük Üniversitesi’nin son iki rektörü de, bu mirasın çürümesine karşı sürdürülen sessizliğin birer parçasıdır.

Ama Karabük halkı unutmuyor.
Bu kentin gazetecisi unutmuyor.
Bu kentin belleği, bu ihmali kaydediyor.

Bir gün bu soruların hepsinin cevabı verilecek:

“Bu binalar neden çürütüldü?”
“Bu SİT alanı nasıl talan edildi?”
“Bu üniversite neden hemşehriciliğe teslim edildi?”

Çünkü Karabük susmuyor.
Karabük soruyor.
Karabük sahip çıkıyor.

DÜN ÇEKTİĞİM GÖRÜNTÜLERİ İZLEYİN KARAR VERİN…
HAKSIZ MIYIM?


Facebook Yorumları

Son Haberler