Geçen hafta Karabüklü arkadaşım Zafer Yılmaz’dan engelli yaşlı bir teyze için tekerlekli sandalye göndermesini rica etmiştim.
İzmir’de yaşayan ama işi gereği Türkiye’nin her yerini gezen Zafer Yılmaz o gün yine şehir dışında olmasına rağmen “Allah bin kere razı olsun” beni kırmadı ve ertesi gün sandalyeyi teyzemize ulaştırdı.
Bu arada yaşlı teyzemizi uzaktan yakından tanımadığımı belirteyim, bir yakını bana ulaştı mağdur olduklarını söyledi ben de yardımcı olmak istedim.
Yaşlı teyzemizin kızı tekerlekli sandalyede fotoğrafını çekip bana gönderdi. Fotoğrafı yayınlayıp haber yapmak için “izin istemek” gerekiyordu içimden gelmedi. Nedense içimdeki ses; “Haber yapma!” dedi.
Aslında engelli bir vatandaşı sevindiren arkadaşımın bu yardımını yazmam, haber yapmam gerekiyordu.
Ki bazılarına İBRET olsun, ÖRNEK olsun!
72 yaşındaki Nafiye Ninenin tekerlekli sandalyesine kavuştuğunda duyduğu mutluluk ve hayır duası paha biçilmez değerde değil midir?
*
Nafiye Ninemize sağlıklı uzun ömürler diledikten sonra gelelim bugün yaşananlara.
Zafer Yılmaz yine bir ihtiyaç sahibine hediye olarak tekerlekli sandalye göndermiş.
Beşbinevler’de yaşayan engelli kardeşimize iki gün önce gönderdiği sandalyenin ‘Falanca’ Kargo tarafından eve teslim edilmediğini öğrenir öğrenmez beni aradı yardımcı olmamı istedi.
*
Neden teslim etmiyorlar ki? diye hemen kargoyu aradım. Fakat kargoya telefonla ulaşmak mümkün değil!
Telefona telesekreter çıkıyor 1’i tuşla, 2’yi tuşla…
“Hizmet kalitesi için kayıt alıyoruz” şu an müşteri temsilcilerimiz meşgul en kısa zamanda size yanıt verecek gibi cevaplar yönlendirmeler…
Her denileni yapmama rağmen abartısız söylüyorum 10 sefer aradım ama ulaşamadım.
*
Kargo yetkilisini belki tanıyan bilen vardır düşüncesiyle yaklaşık 5 bin kişinin beni takip ettiği Facebook sayfama; “FALANCA KARGO YETKİLİSİNİ BİLEN TANIYAN VAR MI?” mesajını yazdıktan sonra birçok arkadaş özelden; “Orada şu kişi var, şu numaradan ulaşabilirsin” mesajları gönderdi.
Hepsini tek tek aradım ama yine sonuç alamadım.
*
İşyerinden çıktım dışarıda 40 ‘C sıcak var. Hava sirkülâsyonu olmayan Karabük’ün sıcağı Antalya gibi değildir, yakıcı olduğu kadar boğucudur. Önemli acil bir işi olmadıkça Karabüklüler dışarı çıkmaz.
Nasıl olsa yakın diye yürüyerek kargonun olduğu yere gittim. Fakat terslik bu ya, kargo oradan Ankara Caddesi’ne taşınalı bir ay olmuş… Mecburen baba yadigârı klimasız Maviş ile kargonun yolunu tuttum.
*
Sonunda malum yere vardım ve İzmir’den gönderilen kargoyu almak istediğimi söyleyince şirket yetkilisi;
“-Kargo bize yanlış gönderilmiş aslında Safranbolu’ya gitmeliydi o nedenle eve teslim etmedik telefonla aradık gelip almasını söyledik” dedi.
“-Beşbinevler, Karabük’ün Mahallesi kargo neden Safranbolu’ya gidecek?” diye sordum.
Şirketin uygulaması olduğunu söyledi.
*
Uzun süre yaptığımız sakin sakin, tane tane, tekrar tekrar anlatmalar, karşılıklı bayıltıcı konuşmalardan sonra kargoyu teslim etmeye ikna oldular ve benden haklı olarak kimlik istediler.
Telefonla ulaşamayınca kızgınlıkla/sinirle çıktığım işyerinden kimliğim ve ehliyetim olan cüzdanımı almadığımı fark edince işte o an “başım döndü” firma yetkilisine anlatmaya çalıştım ama nafile…
Engelli kardeşimizin yaşlı ailesi mübarek günde ve bu sıcakta gelme imkanı olmadığı için bana rica ettiler ben de işimi gücümü bırakıp geldim. Sizin eve teslim etme zorunluluğunuz olmasına rağmen kargoyu alıp Beşbinevler’e ben getireceğim…
Kolay kolay sinirlenmem, yüksek tansiyon gibi bir sağlık problemim yok, şekerim falan da yok. Ama kendimi orada hiç iyi hissetmedim çünkü “hey heyler” gelmeye başlamıştı.
O “hey heyler” gelince sonu hiç iyi olmuyordu!
Her neyse… Fazla uzatmak istemiyorum sonuçta oradan çıktım.
Yarın sabah kendileri eve teslim edeceklermiş…
Sabah ola hayr ola…
Bekliyorum bakalım!
Ayrıca şunu da not olarak yazayım bundan sonra bu FALANCA KARGO’yu özenle takip edeceğim. Sizlerden de şikayetçi olan varsa yorumlarınızı bekliyorum.
2380