Bestesi Muzaffer Özpınar’a ait olan ‘Kahır Mektubu’nun söz yazarlarından şair Ahmet Selçuk İlkan, şarkıyla ilgili anılarını paylaştı:
“Yıl 1980’di ve ben o dönemde üniversitede öğrenciydim ve henüz ihtilal olmadığı için öğrenci olayları en kanlı haliyle devam ediyordu. Her gün arkadaşlarımız ölüyordu ve ben ‘Kahır Mektubu’ şarkısının sözleriyle ilgili yaptığım çalışmalar sırasında Zeki Müren’e hayran olan hocalarımın bana izin vermesiyle rahat bir nefes almıştım. Zeki Bey, şarkıyı bitmiş haliyle alınca, çok duygulanmış, gözyaşlarını tutamamıştı. Müren şarkıyı bitmiş haliyle aldığı anı anlatırken ‘O sırada bambu koltuğunda oturuyordum ve koltuğun demir çıkıntısı bacağımı delmesine rağmen, acıyı ancak şarkı bitince hissettim’ demişti.”
ŞARKININ İSİM BABASI ZEKİ MÜREN
Zeki Müren, ‘Kahır Mektubu’ adlı dev şarkıyla ilgili olarak o günlerde şu açıklamayı yaptı:
“Bugüne kadar Arap sanatçılar Ümmü Gülsüm’ü, Abdülhalim Hafız’ı, Abdülvahap’ı söyledikleri uzun şarkılarda hayranlıkla dinlerdim. Yine de itiraf etmeliyim ki, bu şarkılarda bir monotonluk vardı. Arap müziğinde sık sık rastladığımız şarkılardaki monotonluk, bu büyük eserde yok. Bu eseri plağa okuyacağım için çok mutluyum. Değerli bestekar Muzaffer Özpınar uzun çalışmalar sonunda bestelediği, değerli söz yazarı Ahmet Selçuk İlkan’ın yine uzun çalışmalar sonunda söz yazdığı ‘Mektup’ adı verilen şarkıyı Bodrum’a, evime yolladılar. Şarkıyı ilk dinlediğimde ağladım. 30 dakikalık dev eserde sizler de takdir edersiniz ki pekçok ayrı usül ve makam bulunuyor. Bu şarkıyı benim yorumlamam sanırım isabet oldu. Şarkının içinde şiirler de var. Yıllardır radyoda şiir okuyan ve spikerlik sertifikası olan tek sanatçıyım. Gelecekte bu dev eseri sahnelerde özel bir tablo olarak da sergilemek arzusundayım. Eserin adı ‘Mektup’tu, ben bunu ‘Kahır Mektubu’ olarak değiştirdim. Dolayısıyla isim babası olmanın da gururunu yaşıyorum. 1955’ten bu yana sanat dünyasında daima ‘ilk’lerin öncülüğünü yaptım. Böyle bir dev eserle yine bir ‘ilk’i başardığım için hem mutlu, hem de gururluyum.”
BU ŞARKI BÜLENT ERSOY ÜSTÜNLÜĞÜNE SON VERDİ
Ahmet Selçuk İlkan, ‘Kahır Mektubu’yla ilgili bir başka anısını da anlatırken Zeki Müren’i rahmetle anıp, Bülent Ersoy’un kulaklarını çınlatıyor:
“O yıllarda Bülent Ersoy bomba gibi patlamıştı. Herkes onu istiyor, onu dinliyor ve onu alkışlıyordu. Zeki Müren, Bodrum’da, yarı küsmüş bir halde köşesine çekilmişti. ‘Kahır Mektubu’, uzun süre sessiz kalan Zeki Bey’in muhteşem dönüşünü sağladı. Bu şarkıyla birlikte Zeki Bey, Bülent Ersoy’a karşı yeniden atağa geçti. ‘Bu kadar uzun şarkı mı olur?’ diyen bazı sanatçılara da en güzel cevap ‘Kahır Mektubu’nun inanılmaz bir ilgiyle karşılanması oldu. Müzik tarihimizin en uzun şarkısında imzam olduğu için çok mutluyum.”
Kahır Mektubu
Ne zaman iki satır yazmaya kalksam
Hep sana, hep seni, hep bizi yazıyorum
Ne zaman bir kadeh alsam elime
Hep sana, hep seni, hep bizi içiyorum
Her gece kederdeyim durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum
Elveda, elveda
Elveda deyip bir gün viran edip gönlümü
Ayrılıp gidişinin bu gece yıldönümü
Bugün de sensiz içtim bu akşam sensiz hiçtim
Bu gece her damlayı iki kadehe biçtim
Ayrılık öyle zor ki; kimsesiz kalan bilir
Gözyaşı ne demektir; her gün ağlayan bilir
Her gece kederdeyim durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime yalnızlık biçiyorum
Yokluğunla baş başa kendimden
kendimden geçiyorum
Şerefe deyip şimdi bin kahır içiyorum
Birazdan gözlerimden geçersin ılık ılık
Nice yıllar sevgilim mutlu olsun ayrılık
Sevincim kederim sen
Gözlerim ellerim sen
Benim ne suçum var ki
Sen benim kaderimsen
Karıştırmış kaderim şu gönlümün harcını
Yaş döküp ödüyorum ben bahtımın borcunu
Ahhhh
Dertliyim efkarlıyım gönlüm yine tasada
Unutmak istiyorum kendimi bu masada
Her şey yalnız senin için üzme kendini
Belki bugün belki yarın
Anlayacaksın çok sevdiğimi
Ağlayacaksın
Ayrılık mı çıktı falda
Sen bir yanda ben bir yanda
Böyle bir aşk bu zamanda
Ahhhh
Belki bugün belki yarın
Anlayacaksın çok sevdiğimi
Anlayacaksın
Rüzgar gibi geçti yıllar
Tutunacak dal kalmadı
Bir an mutlu olmak için
Çekilmedik dert kalmadı
Senle dolu özlemlerim
Dilimdedir sitemlerim
Düşman çıktı sevenlerim
Sığınacak dost kalmadı
Sarılacak dost kalmadı
Bekleyişle özleyişle
Ömür geldi geçti böyle
Gözyaşlarım döndü sele
Ağlamadık gün kalmadı
Yaşanacak gün kalmadı
Bir yalanmış tüm gerçekler
O ümitler o dilekler
Boyun büktü hep çiçekler
Koklanacak gül kalmadı
Bir an mutlu olmak için
Yürümedik yol kalmadı
Yaşanacak gün kalmadı
Alnıma dökülen beyaz saçlarımı
Okşayıp dizinde yine tara ne olur
Mazide kaybolan hatıraları
Unutma yeniden ara ne olur
Kalbin sızlayacak baksan arkana
Yine ilk günkü gibi gülümse bana
Dedim ki gelecek dosta düşmana
Yüzümü çıkarma kara ne olur
Çıkacaksın diye köşe başından
Bekle bekle beklemekten usandım artık
Çilemin gemisi gelmiş demirli
Yükle yükle yüklemekten usandım artık
Dünyayı durdurdum bakarsın diye
Fallara bağlandım çıkarsın diye
Yolların sonunda sen varsın diye
Ekle ekle eklemekten usandım artık
İçimde bir ümit var geleceksin diyorum
Belki çok uzaktasın bunu da biliyorum
Kader kelepçesini elime vurdu felek
Geleceğim demiştin ben hala bekliyorum
Ben hala bekliyorum
Bir şiir yazdım sana
Bir şarkı yaptım sana
Mutlu günüm her şeyim ah beni anlasana
Masaların üstüne ismini kazıyorum
Bu kahır mektubunu bin kere yazıyorum
Söz: Ahmet Selçuk İlkan – İlham Behlül Pektaş
Beste: Muzaffer Özpınar
2777